Nisan 22, 2010

Boşanma Mitleri ve Araştırmalar



Araştırmalar boşanmanın en geçerli nedenlerini çiftler arası iletişimde, çatışma çözümlemede, cinsellik ve yakınlıktaki bozulmalar olarak gösteriyor. Araştırmalara rağmen herkesin boşanma ile ilgili bir fikri var. Bu yaygın görüşlerin bir kısmı hiçbir gerçeklik taşımazken bir kısmı da gerçeklik içeriyor.

Erkekler Marstan Kadınlar Venüs’ten. Bu gerçekçi olmayan görüşlerden biri..Eğer böyle olsaydı çiftlerin boşanma oranı % 100 olurdu..

Eşitlik İlkesi bozulur; Kısaca evlilikte eşitlik ilkesi ” Sen bunu benim için yap ben de senin için bunu yapacağım”dır. Yani davranış alışverişi.. Eğer eşiniz sizin için yeterli miktarda iyi şey yaptıysa, onun için aynı sayıda iyi şey yapabilirsiniz. Evet mutlu olmayan çiftler böyle bir alışverişle uğraşmazlar ama çok net olan şu ki mutlu çiftler de asla böyle bir hesapla uğraşmıyorlar.

Düşük ya da Yüksek Beklentiler; Mutlu çiftler de mutsuz çiftler de evlilikleri ile ilgili düşük ve yüksek beklentiler taşıyabilirler. Mutsuz çiftlerin boşanma nedeni göstermek için düşük ve yüksek beklentilerden daha fazlasına ihtiyaçları var.

Kilit Problemleri Çözerken Başarısız Olmak; Boşanmak için güzel bir neden.. Ancak araştırmalar mutlu çiftlerin % 69’unun önemli olarak gördükleri sorunlarına bir çözüm bulamadıklarını ve bu problemlerle karşılaştıklarında uzlaşmaya ve uyumlu kalmaya çalıştıklarını gösteriyor.

Aldatmaaaa.. Evet bu gerçekten önemli bir boşanma sebebi. Ama aldatmanın kendisinden çok sonucunda oluşan ve evliliğin temel taşlarını yerinden oynatan güven, yakınlık azalması ve çatışmanın artması gibi nedenler boşanmaya sebep oluyor.

-Evli erkeklerin % 20-25’i en az bir defa eşini aldattığını söylüyor.

-Çift terapistlerinin raporuna göre mahkemeye taşınan çift problemlerinin %50 sini aldatma oluşturuyor. (AAMFT).

-İlk defa boşanmaların % 90’ı aldatma nedeniyle oluyor, bu aldatma evliliğin son yılında yaşanmış olup ve boşanma sürecinde genellikle gizleniyor.

-Uzlaştırma uzmanları aldatmanın % 20-25 oranında bir boşanma nedeni olduğunu ama % 80 oranla yakınlığı bozduğunu ve bu nedenle boşanma olduğunu söylüyor.

-1970 lerde erkelerin % 70’i kadınların ise % 40’ı aldatırken, son dönem çalışmaları bu oranın erkekler ve kadınlar için % 45 ile eşitlendiğini gösteriyor. Boston’da bir hastanede yapılan bir çalışmaya göre yeni doğan bebeklerin % 30 u biyolojik olmayan babalarına merhaba diyor.

- Çiftlerin % 25’i cinsel ilişkinin olmadığı “duygusal aldatma” yaşıyorlar (örn; internet ilişkileri) Bu çiftin duygusal yakınlığını bozuyor.

Boşanma aileden aileye geçiyor. Bazı araştırmalara göre boşanma bir miras gibi ailelerden çocuklara aktarılıyor.

-Ebeveynleri boşanmış olan çiftlerden % 40’ı of eninde sonunda
boşanıyor(diğer bir deyişle Ebeveynleri boşanan çocukların yalnızca % 36 sı mutlu bir evlilik sürdürüyor).

-Ebeveynleri boşanmamış olan çiftlerin % 80’i evli kalırken sadece % 9 luk bir kısmı boşanıyor. (Diğer bir deyişle Evliliği süren ailelerin çocuklarının % 73 ünün evliliği devam ediyor).

-ABD’de ebeveynleri boşanmış kadınların evlenmeme oranı % 40 iken Ebeveynleri evliliğini sürdürmüş olan kadınların evlenmeme oranı % 15.


Boşanma Araştırmalarına göre..


-0-4 yıl arası evliliklerde, eğer eşlerden kadın olanın ailesinde boşanma varsa çiftin boşanma ihtimali % 87, eğer eşlerden ikisinin de ailesinde boşanma varsa bu ihtimal % 620 oluyor.

-5-10 yıllık evliliklerde, eğer eşlerden kadın olanının ailesinde boşanma varsa çiftin boşanma ihtimali % 41, eğer eşlerden ikisinin de ailesinde boşanma varsa bu ihtimal % 160 oluyor.

-11 yıl ve üstü evliliklerde, çiftlerin ailelerinin boşanma geçmişi olması çiftin boşanmasını etkiliyor görünmüyor.

Tutumlar çiftler arası kişisel problemlere dönüşüyor...

Ebeveynleri boşanmış olan çiftlerin kişisel problemlere sahip olması (kolayca öfkelenmek, kıskanç olmak; para yönetimi becerilerinin düşük olması, aldatmak) ebeveynleri boşanmayanlara göre çiftin boşanma ile karşılaşma ihtimalini iki kat daha fazla arttırıyor.

Uzm. Psk. Özge Altan Aytun

Referanslar
John M. Gottman. What Predicts Divorce.
Robert W. Levenson & John M. Gottman. Rebound for Marital Conflict and Divorce Prediction. Family Process Vol. 38, No. 3, pp.387-292.





Paylaş

Nisan 16, 2010

Mutlu İlişkilerde İletişim




İlişkilerimizi kurmak, sürdürmek, izlemek ve yürütmek için en etkin yol konuşmaktır..

Bir ilişki başladıktan sonra, iletişim yakınlık kurmak için en önemli beceri haline gelir. Bütün tartışmaların ve kararların hepsi geliştirmiş olduğunuz iletişim biçimine göre şekillenir. İletişim çiftleri bir araya getiren yada onları ayrılmaya zorlayan büyük bir güce sahiptir. İyi haber ise, iyi iletişim kurabilmenin(konuşma ve dinleme) öğrenilebilecek bir beceri olduğudur.

İnsanlar birbirlerini ne kadar uzun süredir tanıyorlarsa, birbirleri hakkında daha çok şey bildiklerini düşünür, birbirleri hakkında bir şeyler öğrenmeye devam etmeyi bir kenara bırakırlar. Halbuki, iyi bir iletişim sabır ister, ön yargılardan kurtulmak ve anlamak için daha fazla enerji harcamak gerekir.

Mutlu çiftler eşleri ile olan iletişim tarzlarının ilişkiyi ne kadar güçlü kıldığının farkındadır.Onlar iletişim kurarken sadece akıllarına geleni söylememekle kalmayıp birbirlerinin nasıl hissettiğini anlamak, gerçek duygularını ifade etmenin rahatlığını yaşamak, birbirlerini iyi birer dinleyici olarak tanımlamak gibi ayrıcalıklara sahiptirler.


Mutlu Çiftler Arasında İletişim..

İletişim mutlu ilişkilerin en güçlü anahtarıdır. Pek çok durumda iletişim eşlerin aşk ve diğer duygularını değiş tokuş etmelerine yardımcı olur. Sadece konuşmanın çok ötesinde olan etkin iletişim, dinleme, düşünce ve duygu ifade etme becerilerinin sürekli olarak pratik yapılması ile edinilir. İletişim sözlü (ne söylediğiniz), durumsal (nasıl söylediğiniz), duygusal (niçin söylediğiniz) ve sözsüz (sözlü olarak söylemediğiniz) mesajlardan oluşur.


Eşinizi Dinlerken..

Eşinizin ne demek istediğini anlamanın tek yolu onu dinlemektir. Ama iyi dinleyicilerin farkı sadece kelimeleri duymak değil, beraberinde ifade edilen duyguyu anlamak ve buna göre cevap vermektir. Peki bu nasıl öğrenilebilir?

İyi bir dinleyici eşinin söylediği kelimelere, duygulara ve net olarak gönderdiği mesaja odaklanır. Aynı zamanda, ses tonuna, yüz ifadesine, göz kontağına ve fiziksel hareketlerine de dikkat eder. Eşi ile empati kurmaya çalışır. Eğer mesajı anlayamıyorsa eşi için önemli olan ve eşinin söylemek istediği şeyi vurgulamasını ister. Eşi ile hemfikir olmadığı durumlarda bir ön yargı göstermeden ve suçlamadan dinlemeye devam eder. İyi dinleyici olan eş, dinleme sırasında kendisini savunmaya hazırlamaz ve bunu karşı atağa geçmesi için bir fırsat olarak değerlendirmez.


Eşinizle Konuşurken..


Mutlu çiftler eşleri ile konuşurken dolaylı olmayan, savunmacı ya da saldırgan olmayan olumlu bir dil kullanırlar. Konuşurken pozitif, nötr kelimeler, cümleler ve bunu destekleyen bir beden dili kullanmak önemlidir.

Konuşurken mesajlarınızı “ben” dili ile kurmak duygularınızı ve eşinizin davranışlarını en etkin şekilde tarif etmenizi sağlar. “Ben” dili kurmak “sen” dili kurmaktan oldukça farklıdır. Sen dili ile kurulan cümleler (sen daima.. sen asla.. vb) eşinizin kendini savunmaya geçmesine ve kendisini suçlu hissetmesine neden olacaktır.

İyi Bir İletişim Kolay değildir…

Özellikle de zamanınızın büyük bir kısmını beraber geçirdiğiniz eşiniz ile iyi bir iletişime sahip olmak o kadar da kolay olmayabilir.. İlişkinizin mutlu devam edebilmesi için eşinizle paylaştığınız duygulara, düşüncelere, korkulara, hayallere ve umutlara güvenli bir ortam sunmanız gerekir. Eşinizle iyi bir iletişim kurmak bu güvenli ortamı size sağlayacaktır. Yeni iletişim stiliniz için sabır göstermeli ve bol bol pratik yapmalısınız..

Uzm. Psk. Özge Altan Aytun






Paylaş